ben kendisini az çok anlayabiliyorum. neden böyle kibirli olduğunu... siz bu adam gibi olsanız sanırım çoktan intihar ederdiniz belki de.
öyle bir adam düşünün ki daha öğrenciyken kendisine ofis tahsis ediliyor, hayvani sayıda yayın yaptığı için. hatta okulun öğrencileri isyan ediyor kıskançlıktan. sonra da bu öğrencilere "siz de bu kadar yayın size de ofis tahsis edelim" diyorlar, konu orada kapanıyor.
şimdi böyle elit bir adam ne ister? çok kişi tarafından bilinmek, el üstünde tutulmak ister. "ben bilim için yapıyorum bunları hacı, el üstünde tutulmaya ihtiyacım yok" diyen adam yalan söylüyordur. insanız hepimiz, melek gibi duygulardan arındırılmış değiliz. elbette ki devreye ego girecek. örneğin çok başarılı gitaristler kendilerini tanrı olarak görür hepsi de "biz müziği seviyoruz, şan şöhret umrumuzda değil" dese de alttan alttan aslında kendilerini tanrı olarak gördüklerini de davranışlarıyla yansıtırlar. ritchie blackmore'u bilen dediklerimi anlamıştır zaten.
peki dünyadaki en elit ödül nedir? nobel.
itiraz edenler, "ama bilimdeki tek ödül o değil" diyenler olacaktır. ama bir düşünün nobel ödüllü bir fizikçi mi daha bir havalıdır yoksa adı sanı duyulmamış (halk tarafından elbette, yoksa bilimle uğraşanlar bilir bu ödüllerin anlamını) bir ödülü alan insan mı?
kısıtlı bir psikoloji bilgimle bu adamın içten içe nobel alan türk biliminsanlarını da kıskandığını düşünüyorum. "neden bir aziz sancar olamadım" diye içten içe üzülüyordur eminim.
bence kendisi biraz ekstrem işlerle uğraşmalı. mesela helikopter sürmeyi öğrense çok rahatlar. gökyüzüne çıkmak cidden insana bir huzur veriyor. ya da tekne sürmek falan... ama ben gökyüzü insanı olduğum için genelde insanlara bir fırsatını bulup gökyüzüne çıkmalarını öneririm genelde.
neyse celalcim, kendine çok iyi bakıyorsun; öpüyorsun. hayvani bir kafan var, çok da takma herşeyi. s**** et arada.
eğer monarşiyi savunma sebebi "iyi bir kral toprakları için canını verir" felsefesi doğrultusundaysa benimle az çok aynı düşüncelere sahip kişi. yok eğer "yaşasın faşizm, bilim insanı olmayan insanlar ölsün, hepimiz filozof olalım" kafasındaysa çok fazla ayn rand okuyup don kişot sendromuna yakalandığını düşünüyorum.
Efsane bilimadamı. Fakat ben "ya bu adamı alıcan yanında da İlber Ortaylı'yı alıcan, azcık sosa bandırıp sarmısaklı tereyağıyla serbis edicen" kafasına katılmıyorum. Çünkülü bu adamlar bilimadamı, devlet adamı yahut yönetici değil. Yönetimi bilimsel olarak irdeleyip doğrusunu, yanlışını eksiğini gediğini söylerler ki olması gereken de budur. Bilimadamı olm! Halla alla.
Ayrıca bence bu kadar yea monarşi diyoru demokrasiye karşı demek pek manalı gelmiyor. Nedeni de çok dümdüz. Aga 30 yaşındayken, 20 yaşındaki birinin haykırışlarına birsürü yorum getirebiliyorsun. O 20 yaşındaki canlı seni eleştiriyor ve sen de ona yav bi bok bildiyin yok on sene sora anlarsın diyorsun. Hah işte bu herif dehşet okumuş, görmüş etmiş, yazmış. Saçmalıyor olabilir mi? Olabilir tabii ki. Ama adamın kafa yelpazesi edirneden karsa değil kuzey kutbundan güney kutbuna kadar.
Ha yine de biz tartışalım tabi. Bana şerefsiz diyemessiniZ! Sayın kırca!!11!11
Biraz çıldırmış bence çok okumaktan ve bilmekten. Monarşi demiş. Yüzyıllardır monarşi hüküm sürdü de ne bok oldu sanki? Daha dün arkadaş ile dünya düzenini tartışıyorduk. İnsanlık ne halde olmalı falan gibisinden. Bana gelmiş atsızcı ağzıyla yaaa faşizm öyle değilmiş önyargıyla yaklaşma, tamam desteklemiyorum ama direk de silmem yani biraz araştır falan diyor Lan ben insanlık adına faydası olmayacak ki insan haklarına ters bir ideolojiyi niye araştırayım?
Değmez bile yani, adı üstünde faşizm. İşte celal hoca da bence boş konuşmuş bu konuda. Anarşizm falan varken denenmemiş, neden monarşizm yani?
Aslında bana kalsa insan ırkı yok olmalı, soyumuz tükenmeli. Dünyaya zarardan başka bir şey vermedik.
Jeologdur, dünya çapında bir jeologdur hemde, lakin siyaset bilimci falan değildir.
Ara sıra enteresan, maksadını aşan çıkışları vardır; 12 eylül darbesi paralelinde söylediği "bok yedirmek işkence değildir" minvalindeki açıklamasıyla bir ara fena dağılmıştır mesela.
son zamanlarda iyice thomas hobbes'u hatırlatan adam.
demokrasiye karşı şüphe, çok yeni değil. gerçekte ne olduğunduğu bilinmese de platon'un resmettiği sokrates'in de demokrasiden şüphe duyan bir düşünür olduğu varsayılır.
ama bütün şüphelerde üzerinde uzlaşılan nokta şudur: ancak çok iyi bir eğitimle demokrasi sağlanır, aksi halde demagoji olur. celal şengör de kendi çapında haklı. şimdi, bir iktidar daha fazla oy alabilecekse, neden kitleleri eğitsin?
türkiye eğitim ve öğretim sisteminin sorunları ve çözümleri/#58349 no'lu girdide en sonda bahsettiğim üzere, türkiye'de atatürk sonrası hiçbir iktidar, eğitimli bir toplum istemedi. daha fazla oy ve iktidarlığın getirdiği ayrıcalıkların meyvesini yemek istediler. celal şengör'ün varsayımı da buradan gelir: "demokraside iktidarlık belirli bir kitleye çok iyi avantajlar veriyorsa ve iktidarlık zorunlu olarak çoğunluktan alınıyorsa, oy sebebiyle çoğunluğa sorgulayıcı bir eğitim verilmez. dolayısıyla her demokrasi demagojiye mahkumdur."
ama adama sorarlar: "senin önerin nedir?". olur da monarşi derse koca bir has*tir çekerim. ben insanın elindeki aracı en kötü amaçlar için kullanması potansiyeline inanırım. einstein insanın eline fizik kuramı verdi, ertesi gün japonya'ya nükleer bomba attılar. insanın eline bıçak versen keser, taş versen yarar, internet versen kitleleri manipule eder. demokraside böyle yapan, monarşide ne yapmaz?
halkın çoğunun sevmediği, ancak halkın çouğundan daha çok vatan ve ordu sevdalısı biridir. askeri okullar kapandığında beşiktaş'ta yapılan yürüyüşe katılıp konuşma yapmıştır.
Bugün ekşi sözlükte soru cevapladı ve muhtemelen zamanında armağan Çağlayan ile yaptığı röportajda girdiği işkence topuna (bok yemek işkence değil) girmesi gerekmiş. Ekşi'yi okumadım ama Twitter'da gördüğüm kadarıyla kendi bokunu yemiş.
Lakin twitter'da okuduğumda haberi veren birgun gazetesinin kullandığı görsel hiç olmamış gerçekten.
ekşi'cilerin sorusuna bir videoda cevap veren bilim insanı. video hakikaten ilginç, zira kendisin porno izlediğini, kendi dışkısının tadına baktığını filan anlatıyor.
bir işi çok iyi yapan bir adamın hayatın her alanında çok iyi ve vasıflı bir insan olması gerektiği şeklinde hatalı bir önkabul var. öyle bir dünya yok. celal şengör kendi alanında dünyada bir numara olabilir. buna karşılık her konuda iyi ve doğru düşünen bir insan olmasını beklemek safdilliktir. bu yanlış algıyı celal şengör özelinde sınırlamamak da gerek. uzmanlık alanında başarısıyla isim yapmış herkes için geçerli. sanatçı da olsa bilim adamı da olsa bir işte iyi olması her konuda iyi olduğu anlamına gelmez. arızalarıyla karşılaşınca da fazla şaşırmamak lazım.
Kendi alanının dışına çıkıp, her konuda fikrim var ve her düşündüğüm doğru havası artık baymıştır, Türkiye'de insanlar çok fazla araştırıp, okumadığı için bu adamı çok abartmaktadır.
düşünme yetisini kaybetmiştir. okuyarak. kaç yaşına geldi hâlâ ne diye okuyor? bir de millete ahkam kesip duruyor. ayıp. cidden ayıp. geldiği noktayı baba parasına borçludur. lisede notları berbattır. babası özel okula yollamasa üniversiteye gidemiyordu. ve bu adamı görünce dostoyevski'nin şu sözü gelir aklıma;
"param olduğunda, benim de son derece orijinal biri olduğumu göreceksiniz. paranın en bayağı, en iğrenç yanı; insana yetenek bile verebilmesidir. dünya batana kadar da vermeye devam edecektir."
geçen günlerde, türkiye, afganistan'dır demiş bilim insanı. ayrıca, insaların mercedes'e biniyor olması kadınların bikini giyebiliyor olması bir ülkeyi modern yapmaz. türkiye'de 1000 senedir doğru düzgün eğitim yok, böyle bir toplumdan ne beklenebilir ki? demiştir.
anti komünist, popüler kültür içinde ilgi manyağı olmuş garip bir yaratıktır. beni anlamayacaksınız biliyorum ama ben yine de yazayım. tabii ki komünist olmayanlar insanlık düşmanıdır falan gibi saçma bir iddiam yok. ama kişi, anti komünistse o kişi insanlığın da, insanın da düşmanıdır. bilim adamı da olsa, insanlık düşmanlarının ürettiği hiç bir şeyden fayda gelmez.
Kendi branşında kıymetli ve nadide bir bilim insanıdır. Lakin özellikle türk insanına özgü "her konuda fikir beyan etme" hastalığından da mustariptir aynı zamanda. Futbol sektörü ile ilgili yaptığı eleştiri, toplum sosyolojisi ve gelir adaletsizliği gibi alt başlıklarda doğru olmakla beraber; arz / talep dengesinin bir tezahürü olduğu da unutulmamalıdır.
cahil, bağnaz ve saldırgan olan fanatiklerin pek sevmediği, takdir edilesi bir bilim insanı. ara sıra dilinin keskin olması onu haksız yapmıyor, birçok gerçeğin acı verici olduğu unutulmamalıdır. bir elit bilim insanı: celal şengör
bilimdeki başarılarının ve yürüyen bir kütüphane seviyesindeki kültür birikimi yanı sıra, atatürk hakkında anlattıkları da dinlenmeli, kendisi atatürkçü ve atatürk'e dil uzatmanın affı olmadığı bir ailede yetiştiğini söylüyor.
asperger sendromundan muzdarip dünyaca ünlü türk bilim insanı. sahip olduğu sendrom nedeniyle, özellikle de kendi alanı olan jeolojinin dışına çıktığında çoğu kez saçmalamaktadır.
Bugünkü deprem hakkında fatih Altaylı'ya şunları söylemiş:
“Fatih, bu deprem müthiş kötü bir haberdir. Bu deprem Kuzey Anadolu fayının hareketinin tüm jeologlar tarafından tam olarak anlaşılamadığının göstergesidir. 22 yıl içinde Düzce’de ikinci bir deprem bu. Oysa herkes Düzce’nin gerilimini boşalttığını ve uzunca bir süre ciddi bir deprem olmayacağını düşünüyordu. Öyle olmadığını gördük.
Bunun anlamı şu.
İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış.
Stres birikimi had safhaya yaklaştı.
Naci Görür’ün dediği doğru. Bolu Dağı’na doğru da bir deprem bekleyebiliriz. Ama orada 1944 yılında bir deprem oldu. Stres var ama çok büyük bir depreme yol açacak kadar değil.
Asıl stres birikimi Batı’ya doğru oldu.
Yani Adapazarı, Gölcük ve İstanbul.
İstanbul’u bir kez daha uyarıyorum. Ve belki bundan sonra bir kez uyarma fırsatımız dahi olmayabilir. Sana tavsiyem İstanbul’dan, şehir içindeki evinden taşın. O kadar hazırlıksızız ki, bir doğalgaz boru hattının kırılması bile yeter. Taşın çünkü Fatih’siz bir hayat istemiyorum.”